MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır"
19 Aralık 2024 Perşembe
18 Aralık 2024 Çarşamba
Öne Çıkan Yayın
DENİZ SALMAN
SANATA VE BANA DAİR HER ŞEY...
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
"DENENEBİLİRLER" DENİZ SALMAN
"Bazen yolculuk da aşktır. Çünkü kalbimizde götürürüz giderken sevdaları. Bazen kendimizi bırakır geride sadece bedenimizi göndeririz binlerce, binlerce kilometre ötesine. Bazen da en acı uğurlamadır şiir."
DENİZ SALMAN
"DENENEBİLİRLER" DENİZ SALMAN
"Kolumuz kanadımız olur bazen şiir. Yolumuz yoldaşımız olur türkü. Ne birini ayırt edebiliriz diğerinden ne de diğerinden mahrum bırakabiliriz birini. Etle tırnak gibidir şiir ve türkü. Birleşince turna ile gökyüzü, birleşince Leyla ile Mecnun, birleşince adalet ve başkaldırı, birleşince aşk olur."
DENİZ SALMAN
"DENENEBİLİRLER" DENİZ SALMAN
"Ölüm nerede bulur bizi, gülümseme nerede? Bazen tek bir cümle yaşamı bahşeder bize, bazen bir bakış bütün silahlardan güçlüdür. Her ölüm erken ölümdür aslında ama bazen ne kadar acımasız gelir soluğu peşimizden. Bir bakmışsın ki aynı insan aynı değilmiş aslında…"
DENİZ SALMAN
"DENENEBİLİRLER" DENİZ SALMAN
"DENENEBİLİRLER" DENİZ SALMAN
"Şiirin, türkülerin dilinden söylenenler en kadim bilgilerden daha derindir. Bir tek cümleyle hayatı anlatır, hatta dalgasını geçerler en derin yani basit karmaşalarımızın."
DENİZ SALMAN
"DENENEBİLİRLER" DENİZ SALMAN
"İşte böyle bir yolculuk insanoğlunun serüveni,
Görmezden gelemeyiz kültür denir bizi biz edeni,
Bak onlara kaygısız tanımak istersen kendini,
Yazılıdır geçmişin kandırmazlar ki seni.
Ser de verir sır da verir şairler,
İlaç verir, yol gösterir, el verir,
Ne haraç alır ne yol keser ne vergi,
Tek yolu var tek inancı tek ışığı sevgi."
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ
"KENDİNİ KÜÇÜK GÖRMEYİ BIRAK. SEN YÜRÜYEN EVRENSİN."
"YARALARIN IŞIĞIN İÇERİ GİRDİĞİ YERDİR."
"SEVENLER EN SONUNDA BİR YERLERDE BULUŞMAZLAR. ONLAR EN BAŞINDAN BERİ BİRBİRLERİNİN İÇİNDEDİR."
VATAN İÇİN
SENİ DÜŞÜNMEK
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
NAZIM HİKMET
VLADIMIR VLADIMIROVIÇ MAYAKOVSKI
NUTK-İ ŞERÎF- BEN YİTİRDİM BEN ARARIM
Ben melâmet hırkasını kendim giydim eynimeÂr u nâmus şîşesini taşa çaldım kime ne
Gâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi Gâh inerim yeryüzüne seyreder âlem beni
Gâh giderim medreseye ders okurum Hakk içinGâh giderim meyhâneye dem çekerim kime ne
Sofular harâm demişler bu aşkın şarâbınaBen doldurur ben içerim günâh benim kime ne
Ben yitirdim ben ararım yâr benimdir kime neGâh giderim öz bağıma gül dererim kime ne
Sofular secd'ederler mescidin mihrâbınaBenim ol dost eşiğidir secdegâhım kime ne
Nesîmî'ye sordular ki yârin ile hoş musun Hoş olayım olmayayım o yâr benim kime ne
KUL NESİMİ
ŞU OLUP BİTEN VAR YA BOVER ONA
Taş yağsın isterse çok sürmez.
Dakika şaşma dakika yaşamaya bak.
Ne geçmişi düşün ne gelecekten kork.
VATANIN TARİHİ
Yüzümüz yok bakacak kabrine ecdadımızın.
Tükürür zannederim çehremize, vatanın tarihi.
MAKBER
Eyvâh! .. Ne yer, ne yâr kaldı,
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.
Ben gittim o hâksâr kaldı,
Bir kûşede târumâr kaldı.
Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh!
Beyrût’ta bir mezâr kaldı.
Çık Fâtıma, lâhdden kıyâm et,
Yâdımdaki hâlime devâm et!
Ketmetme bu râzı, söyle bir söz,
Ben isterim âh öyle bir söz! ..
Güller gibi meyl-i ibtisâm et,
Dağ-ı dile çâre bul, merâm et! ..
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle
Eyyâm-ı hayâtımı tamâm et! ..
……
Yâ Rab, öleyim mi neyleyim ben? ..
Ayrı yaşayım mı sevdiğimden? ..
Verdin bana böyle bir mûsibet,
Ettin beni düşmen-i muhabbet.
Ya bir kulu sevmiyor musun sen? ..
Ya böyle bir ölüm değil mi erken? ..
Hiç bulmamak üzre gâib ettim,
Mecnun gibi ben onu severken.
……
Her yer karanlık pür-nûr o mevkî? ..
Mağrib mi yoksa makber mi yâ Râb!
Yâ hâbgâh-ı dilber mi yâ Râb,
Rüyâ değil bu ayniyle vakî.
Kabrin çiçekten bir türbe olmuş,
Dönmüş o türbe bir haclegâhe,
Bir haclegâhe dönmüşse türben
Aç koynunu aç maşukânım ben.
Sen öldün, ölüm güzel demektir,
Ölsem yaraşır gamınla her gün.
Abdülhak Hamit TarhanKALDIRIMLAR
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa karışan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık,
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
Bu gece yarısında iki kişi uyanık:
Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor,
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler.
Simsiyah camlarını üzerime dikiyor
Gözleri çıkarılmış bir ama gibi evler.
Kaldırımlar, ızdırap çekenlerin annesi,
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde uzayan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek bir kucakta,
Ben bu kaldırımların istediği çocuğum.
Aman, sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum.
Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin,
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler.
Tak... tak... ayak sesimi aç köpekler işitsin.
Yolumun takı olsun zulmetten taş kemerler.
Ne ışıkta gezeyim, ne göze görüneyim,
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi iyice bürüneyim,
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya,
Alsa bu soğuk taşlar alnımdaki ateşi.
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya
Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi.
HAMLET
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü o ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine.
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek.
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden,
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
Orhan Veli Kanık
“Düşünme,
Arzu et sade!
Bak, böcekler de öyle yapıyor. ”
ATAOL BEHRAMOĞLU
"Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana"
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ
WILLIAM SHAKESPEARE
Neden biliyor musunuz?
Çünkü kimseden bir şey ummam…
Beklentiler daima yaralar…
Hayat kısadır…
Öyleyse hayatınızı sevin…
Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin…
Konuşmadan önce dinleyin,
Yazmadan önce düşünün,
Harcamadan önce kazanın,
İncitmeden önce hissedin,
Nefret etmeden önce sevin,
Vazgeçmeden önce çabalayın,
Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur…
Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
YUNUS EMRE- BANA SENİ GEREK SENİ
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Cennet cennet dedikleri
Bir kaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları
Bana seni gerek seni
Yunus durur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni